AvaMgardisTiyatro Kollektifi

tiyatroavam.blogspot.com

AvaMgardisTiyatro Kollektifi olarak elimizden geldiğince oyunların tekstlerini tiyatroavam.blogspot.com adresinden yayımlayacağız... Tüm dostlara duyrulur...







24 Eylül 2011 Cumartesi

yeniden... Aşk'a...

"neden konuşamadığımı hep merak ettim... hayır deyişim bile cılızdı... "
günah...
iki hecenin arasına sıkışmış bedenler...
dokunması ve dokulması yasak...
aşk hangi dilde bedenin ters simetrisi
oysa ki öldürmek zorunda kalmadığımız bir yanımız olmasaydı neden bir ikinciye ihtiyaç duyardık ki... oysa ki hal böyle olunca insan istiyor elbette...
yar kelimesinin akibeti mi yoksa laneti mi?
hangisidir düştüğümüz?
bir uçurum bile düşerken dokunur tenine acıdır..
hangi uçurum dokunmadan bu denli acıtabilir ki
detayların hayatı renklendirdiğini söylerdi Antik Yunan görmüş bir kadın*. estetiğin temellerini arar dururdu o nehirlerin delta yalnızlığında... bulamazdı da sorularının cevabını. aksine bakıp nehir de kendine delice tutkunluğu bundan olsa gerek.
"birisi için birinin diğerlerinden farkı olan" diyor yaşlı bir amca** dostluğa dair yazdığı bir kitapta "bir kavrama, rütbeye, mevkiye sahip olur." olur... doğru... dost, arkadaş, ebeveynler ve sevgili...
peki bunlar arasındaki fark nedir? bir çoğu için insan denilen yaratık belli davranış kodları, biçimleri belirlenmiş. bir nevi iletişim için. genel geçer normlar içinde kimse dostuyla cinsel bir birlikteliğe sırf dost oldukları için girişmemiştir. dosta dair davranış biçimleri kişiden kişiye farklılık gösterse de o "ikilinin" kendi iç iletişimlerinde birbirlerine farklı olduklarını hissettirmiştir.
peki bu durum sevgili için nasıldır? insanların sevgiyi salt bacak aralarında keşfetmeye çalıştığı günümüzde -Fruedun konuyla uzaktan yakından alakası yoktur. o bacakarasından farklı bir yeri ve şeyi kavramsallaştırmıştır!- sevgili'nin farklılığı nasıldır? aynı yatağı paylaşmak ya da el ele tutuşmak, kendilerine içi boş kavramlarla hitap etmek, kitle iletiğim yerlerinde kitleye kendilerini duyurmak adına afişe etmek,? buunlardan hememn hemen hepsi aynı zamanda hiçbiri...
şimdi oturalım ve düşünelim. sevgilimizi düşünelim... ne kadar diğerlerinden farklı? bu farklılık ne derece kendimizce hissediliyor ya da o hissediyor? yoksa biler biçimlerin dünyasında tekilliğimiz öldürmek adına mı bir diğer cinsi yanımıza alıyoruz.... siz bunu hiç düşünmemiş olabilirsiniz hatta onun sizi anladığını dahi düşünmüş olabilirsiniz ama unutmayın o kişi asla siz değilsiniz! onun ne düşünebileceğini tahminden öteye geçemezsiniz. şimdi soluk alın ve düşünün siz onun yanında ne kadar özel hissediyorsunuz ve siz onu ne kadar özel hissettiriyorsunuz?...
ve asla unutmayın... "ben böyleyim"ler "ben de böyleyim"leri doğurur ve çözümden ziyade egoların iktidar döğüşlerine döner ortalık ki sevgi bunun yapılacağı son yer... hatta otoritenin bittiği yegane ilişki biçimi aşk olmalı kuşkusuz...

* Narkissos
** M. Foucault, Dostluğa Dair

Hiç yorum yok: