Ben babasız ve imlasız bir şiirim…
Yargılansa da son nefes
Kalakalacaktır satırlar suretimde…
Evet kalkın uykularınızdan
Siper kuyularınızdan…
Her alanı savaşa çevirdiniz
Şimdi oturup bir güzel sevinin.. hapsettiniz sevgiyi dipsiz kuyularınıza. Bahaneler ne kadar da sıcak değil mi? Unuttunuz. Ben de büyük bir yalancıyım. Size ne kadar gibi gelse de ellerim hep vardı. Duymadığınız cümleler gibi.
İçiniz bir garip gri. Sahi siz de farkında mısınız ne kadar yalana benziyor yüzünüz? Komik. Oysaki ben iyi bir demogogtum değil mi!
Sabah sekizde işe gider işçiler ter kokularını sürünüp.
Sabah sekizde okula gider öğrenciler toylukları mamur yüzlerinde.
Sabah sekizde uyur fahişeler kent kimsesizliğe çekildiğinde
Sabah sekizde her şey mümkün her şey olası bir tek şiir uyur gece mesaisi uzun sürmüştür çünkü…
Bu palyaçoluk…
Bu sırıtan yüz…
Ben kandırılmak için yeterince büyüğüm…
Masalları asla büyümeyecek çocuklarınıza okuyun siz…
Şimdi tüm kötülükleriyle yürüyor zaman üzerime
Yaşadıklarım…
Yaşamadıklarım…
Yaşayamadıklarımla…
Sen söyle be üstat
Bir şiir ne kadar dayanır koca bir yalana?
Ben ülkesini yitirmiş bir şiirim…
Cinsiyetim ipotekli
Bana bir daha kırılacak camdan elleri verme zaman…
Ben babasız ve imlasız bir şiirim…
Durup bekledim her şiir gibi imgenin demlenmesini…
İmge yalana dolanmış
Yalan imge olmuş…
Katli çoktan vacip olmuş bir düş bizim imgelememimiz…
Şimdi yoksuz sözcüklerimin arasında
İyi ki de yoksun…
Yoksa
Öksüz büyüyecekler sonra…
Ben isasız bir şiirim…
Kırılmış prangaları ben merkeziyetçi cumhuriyetin…
Varsın siz kalın bu cehennemde
Ben cennetimde sizsiz nice bir dizeyim…
12 Şubat 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder