AvaMgardisTiyatro Kollektifi

tiyatroavam.blogspot.com

AvaMgardisTiyatro Kollektifi olarak elimizden geldiğince oyunların tekstlerini tiyatroavam.blogspot.com adresinden yayımlayacağız... Tüm dostlara duyrulur...







20 Ekim 2007 Cumartesi

DÜNYA YUVARLAKTIR



I

- Thebaililer arasında bunu böyle gören yalnız sensin.[1]

Olmadı. Yapamadı gene. Şimdi şu karşıdaki sakallı “dur” diyecek ve “daha sert” diye ekleyecek. Tabii senin canın yanmıyor sakallı bey amca. Evet dur. Dur dur dur… Aynen böyle. Tanrım şu gözlerin güzelliğine bakın. Ne güzel de bakıyor maviş maviş. Ee Aylincim bugün o güzel tokanı takmamışsın. Neden? Yoksa bu Murat denilen adam geçen provada sana laf söyledi diye mi takmadın? Aman canım boş ver sen o adamı. Baksana bir repliği bile doğru dürüst söyleyemiyor. Bir saniye… Anladım. Bu herif seni benden kıskanıyor. Vay alçak vay. Ben senin ellerine dokunmayayım diye böyle yapıyor.

- Thebaililer arasında bunu böyle gören yalnız sensin.

Tanrım. Canım çok yanıyor Aylin. Evet tam orası acıyor. Canımın acısı nedense geçti birden. Evet. Tam orası. Aylin bir şey sorabilir miyim? Sen bu güzelim ellerle şu Murat’ın iğrenç ellerini nasıl tutuyorsun?

- Hepsi böyle görüyorlar, fakat korkudan dillerini tutuyorlar.

Murat, söyleyeceğim bir dahaki sefere. O yeni gelen kızın telefonunu aldığını Aylin’e. Oğlum böyle güzel bir kıza yapılır mı? Biliyor musun senin yerinde olmak için neler vermezdim?

- Bunlardan ayrı düşündüğüne utanmıyor musun?

Ya anlamadığım bir şey var benim. Aylincim, bu oyunun konusu ne? Her vakit bu sözlerden başka bir şey söylemiyorsunuz? Hoppala ne oldu şimdi sakallı bey amca? Neden çağırıyorsun bu güzelim kızı? Yürü bakalım Aylincim neleri beğenmemiş öğrenelim. Yukarı mı çıkacaksınız? Bu hiç olmadı şimdi. Bağırma o kadar bu çocuklara. Tamam sadece Murat’a bağır. O her şeyi hak ediyor. Beceremiyor zaten. İyi gidin. Uffff! Kalçam. Şimdi kırıldı işte. Aylin sinirlendi belli. Hayır Murat! Murat yapma. İşte özgürlük… Uçmak özgürlüktür; tabii sevdiğiniz kadından uzaklaştığınızda değildir. Hain Kreon ne olacak? Acımasız, gaddar ve kıskanç… Konuşun siz yukarıda. Ben burada iyiyim. Beklerim burada ne olacak?

II

Uyandım. Merdivenlerden inen bacakları gördüm. Aylin’im bir kuş kadar hafif adımlarla iniyor aşağıya ve tabii arkasında o meymenetsiz Murat. Özledin değil mi kız beni? Ohhh… Dokun bana o minnacık ellerinle. Ne o küs müyüz kız? Dur yavaş. Yavaş. Canımı acıtıyorsun ama…

- Ben dünyaya kin değil, sevgi paylaşamaya geldim.

İşte en çok sevdiğim repliğin. Ne güzel de yakışıyor ağzına. Şimdi sıra Murat’ta. Ezberi yoktu burada. Bir kibar bayanın bu güzel sözleri üzerine zaten bir bu Murat denen adam bir de Kreon denen kalpsiz böyle cevap verirdi.

- İkisini de sevmek istiyorsan, onların yanına gidersin; ben sağ kaldıkça bir kadının hükmü altına girmem.

Aaa. Ne oldu şimdi? Gene toka krizi. Kavga başlıyor. Sadece kafamı kollamalıyım. Yoksa bunlar benim havamı indirirler. Başladılar gene. Sen sinirlenme Aylincim. Üzme kendini. Bu arada Murat o kadar da sert olunmaz ki. Ayıp be! Oyunda bir boku becereme sonra buraya gel bağır çağır. Tamam işte Murat o sakallı bey amca da tam bunu söylüyordu sana. Hisset demiyor muydu? Bak işine gelince nasıl da hissediyorsun değil mi?
Aylin sen de ona neden o kızın numarasını aldığını sor? Hııh. Cevap versene Murat bey. Kıskanç herif. Hayır Aylin, nasıl yani? Sen o sakallı amcayla? Hayır kızgınlıktan söylüyor olmalısın bunları. Ne murat sen de o yeni gelen kızla mı? Bir saniye ya, yavaş olun. Başım dönüyor. Bu kadar hızlı olmaz ki. Oradan oraya savrulurken nasıl sizi dileyebilirim ki? Offf aptal kafam. Ayaklar altında ezilmemek ve bir de şu maviş gözler daha fazla bakabilmek için nasıl da filedeki arkadaşlarımın üzerine çıkmaya çalışmıştım. Şimdi aşk yarası çekiyorum. Kesin bağırmayı be. Tam oldu şimdi. Buyurun sakallı bey amca. İlk kez gülüyor bu adam. Çok beğenmiş. Aferin ona da neyi beğenmiş olmalı. Çalışmıyorlardı ki. Basbayağı kavga ediyorlardı. Nasıl yani. Bak sen! Demek ikisini de role sokabilmek için yalanlar düzmüşsün. Bravo valla. Yönetmen dediğin böyle olur işte. İkisini de bir birinden habersiz yalanlar söylettir, duyguyu yaşasınlar. Aylin ne güzel gülüyorsun sen öyle; ama Murat’a sarılıp “bunlar gerçek değil miydi” diye sormanı beğenmedim. Oyun gibi görünüyor olabilir ama vallahi de billahi de aldı kızın numarasını. Sakallı bey amcanın keyfine de diyecek yok hani. Ben de tam umutlanmıştım. Ne oldu şimdi? Aylin, ben burada üşüyorum geceleri beni evine götürsene? Ne olur? Evet duyurdum sonunda sesimi ona. Geliyor. Evet çok yakışıklıyım. Şu anda kendimi ne kadar da mutlu hissediyorum biliyor musun? Sakallı bey amca sen ne yapacaksın beni ya? Allah Allah… Haydi hayırlısı.

III

Ohhhh… Götürün bakalım biraları. İçin için. Heyyy! Ne demek “artık bu topa gerek yok”. Sakallı bey amca, sen ne diyorsun ya? Ben bir kere top değilim anladın mı? Bugüne bugün sanatsal bir nesneyim. Ne yani bunun bu kadar uzun sürmesi becerememelerinden miydi? Tanrım ben de sanmıştım ki… Ee ne yani artık ben Aylin’imi bir daha göremeyecek miyim? Ellerini bir daha tutamayacak mıyım? Asıl Kreon senmişsin sakallı bey amca. Ne o? Bıçağı ne yapacaksın Aylin? Ne adeti? Hayır canım, beni kesmeyeceksin değil mi? Hayır yapma, acıyor. Batırma…

Oldu mu istediğin Murat? Al işte içimde kalan son havayı da veriyorum dışarı. Sevdiğim tarafından öldürülme şerefine ulaştım en sonunda. Tebrikler, benim gibi küçük ve kırmızı bir şey aşık olamaz yani değil mi? Aşık olursa öldürülür değil mi? Olsun. Bak Aylin hava kaybediyorum. Küçülüyorum ellerinde. Sesini artık net duyamıyorum.

“O topu görmek istemiyorum” dedi sakalı bey amca, “çöpe at Aylin onu, sonra gel de İsmene ile olan sahneni bir daha geçelim” diye ekledi. Bitti işte her şey. Sevdiğimin kollarında ölüme ulaştım. Seni seviyorum Aylin.

Seni seviyorum…

[1] Öyküdeki italik olarak yazılan tüm diyaloglar Sophokles’in “Antigone” oyunundan alınmıştır. Bu alıntılar için S. Ali’nin çevirisinden yararlanılmıştır.

Hiç yorum yok: